Manevi inançlara göre, bu kaya kütlesi, şehirle bir tür manevi zincirle bağlıdır. Kayanın hikayesi, Elmalı'nın mutasavvıf şairlerinden ve Halveti Şeyhi Vahab-i Ümmi'nin dergahıyla bağlantılıdır. Bir gün, müritleriyle zikir ve eğitimle meşgulken gök gürlemesi ve şiddetli bir sarsıntı yaşanır. Dağın eteğinden kopan büyük bir kaya kütlesi, şehrin üzerine doğru hızla yuvarlanmaya başlar.

Bu tehlikeli durum, herkesi korku ve paniğe sürükler. Ancak Vahab-i Ümmi Hz., o anın heyecanı içinde durur ve kaya kütlesine karşı ellerini uzatarak Cenab-ı Hakk'a yönelir. O anın büyüklüğü ve maneviyatıyla yüksek bir sesle "Meded Sen'den Allah'ım, Zincirle" diye dua eder. Bu dua, kulakları sağır edecek kadar yüksek bir sesle yankılanır.

İşte o anda, o dev kaya kütlesi, dergaha az bir mesafe kala tamamen durur ve adeta 1500 yıllardan bu yana olduğu yerde çakılıp kalmış gibi görünür. Şehir halkı, bu olayı Allah'ın manevi zincirleriyle bağlandığının bir göstergesi olarak kabul eder ve bu kayaya "Zincirli Kaya" adını verir.

Hızını alamayan otomobil duramadı Hızını alamayan otomobil duramadı

Elmalı'nın bu ilginç hikayesi, hem manevi inançların hem de doğanın büyüsünün birleştiği bir öykü olarak belleklerde yerini almıştır.

Haber: Gözde Gürgöze

Editör: Kanal V Antalya