Antalya'nın masalsı Sorgun beldesine saklı bir hazinedir Titreyen Göl, Manavgat'ın serin sularının bir kolundan gelen tatlı suyu ve gölün kucağında buluşan tuzlu sularıyla dans ederek var olur. Bu benzersiz birliktelik, sadece gölün sığ sularını değil, canlı çeşitliliğini de zenginleştirir. Gökyüzünün mavisinin ve doğanın yeşilinin kucaklaştığı bu vaha, canlıların en güzel anılarına tanıklık eder.
Titreyen Göl, üç bin metrekarelik etkileyici alanıyla adeta bir tablo gibi Akdeniz'in yakınına serilmiştir. Burada, doğanın renk cümbüşüne eklenen canlı renklerle bezeli bir hayat sahnesi sergilenir. Gölün kucağında yükselen oteller ve tesisler, misafirperverliğin modern yüzünü sunarken, gölün gizemli sularında saklı hikayeler, ziyaretçilere tarihle iç içe bir yolculuk vaat eder.
Gölün Efsanesi
Titreyen Göl'ün masalsı atmosferi, sadece doğayla değil, yerel efsanelerle de dokunaklı bir dansa sahne olur. Rivayete göre, gölün hemen kenarında yaşayan yaşlı bir balıkçı, gölün kuşlarını besler. Kanatlılar onun yanına geldiğinde, kanatlarını nazlıca çırparak minnettarlıklarını sunar. Ancak, bir gün avcılar gelir ve su üstündeki kuşları hedef alırlar. Yaşlı balıkçı, kuşları korumak için avcılara karşı durur ama genç avcılar onu iterek geçerler. Bu esnada diğer kuşlar, kanatlarıyla bir hortum oluşturarak gölü dalgalandırırlar ve avcıları uzaklaştırırlar. O günden sonra göl titremeye başlar, suyun yüzeyi kımıldar gibi olur. Köylüler, kuşların yaşlı balıkçıya ağladığını düşünür ve bu efsane, gölün adını 'Titreyen' olarak kalıcılaştırır.
Titreyen Göl, tıpkı adı gibi sularında yankılanan hikayeleri ve doğanın sessizliğindeki güzellikleriyle adeta bir masalın sayfalarını aralar. Gölün dans eden suları, kuşların çırpınışları ve yaşanmışlıkların izleri, ziyaretçilerini zamanda geriye bir yolculuğa çıkarırken, onları büyülü bir düş dünyasına davet eder.
Haber: Gözde Gürgöze