Bu tarihi kompleks, yüksek bir teras üzerine inşa edilmiş olan Mevlevihane binası ile çevresinde Zincirkıran Mehmet Bey ve Nigar Hatun Türbeleri ile Mevlevihane Hamamı'nı içerir.
Mevlevihane, 13.45 x 22.32 metre ölçülerine sahip dikdörtgen bir yapıdır ve iki katlıdır. Ne yazık ki, bu tarihi binanın inşa kitabesi bulunmadığı için tam yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Ancak bu binanın Selçuklu döneminde saray müştemilatı olarak kullanıldığı düşünülmekte, bazı kaynaklar ise Mevlevihane veya tarikat binası olarak inşa edildiğini iddia etmektedir. 19. yüzyıla ait bir kaynakta ise "Sultan Korkud-Alâeddin Zaviyesi" olarak anılan Mevlevihane'nin bânisi ve vâkıfı olarak Sultan Korkud'a atıfta bulunulmuştur. Osmanlı döneminde Mevlevihane olarak kullanılan bu yapı, 17. yüzyılda Evliya Çelebi tarafından ziyaret edildiğinde Mevlevihane ve hamamın faal olduğu kaydedilir. Mevlevihane'nin kuzey cephesi, Antalya şehrini çevreleyen sur duvarlarına dayanmaktadır. Doğu cephesinde yer alan kitabede "Hüsam Zade Mehmed Bey"in "türbeyi cennet gibi yaptı" ifadesi yer alır.
Yıllar içinde birçok onarımdan geçen bu tarihi yapı, 2018 yılında tamamlanan restorasyon çalışmaları sonucunda Antalya Mevlevihane Müzesi olarak yeniden hayata döndü. Müzede Mevleviliğe dair canlandırmalar, bilgi panoları ve sergilenen eserler ile Antalya'nın zengin kültürel mirası yaşatılmaktadır. Antalya Mevlevihanesi, tarih ve kültür meraklılarını ağırlamaya devam ediyor.
Haber: Sevgi Gümüş