Suriye'nin yeniden inşası ve toplumsal uzlaşması Antalya'da düzenlenen panelde ele alındı. Antalya Diplomasi Forumu kapsamında gerçekleştirilen "Suriye: Ülkeyi Yeniden İnşa Etmek ve Uzlaştırmak" başlıklı oturumda, savaşın etkilediği bölgelerdeki insani tablo, siyasi çözüme dair diplomatik girişimler ve altyapı yatırımları masaya yatırıldı. Konuşmacılar, halkın kendi geleceğini tayin hakkına vurgu yaparak, çözüm ve yeniden inşa süreci için uluslararası iş birliğine dikkat çekti.
Oturuma Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz, Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen, BM Dünya Gıda Programı Başkan Yardımcısı Carl Skau ve UN SDSN Başkanı Jeffrey Sachs katıldı. Yerinden söz alan OMRAN Stratejik Araştırmalar Merkezi İcra Direktörü Ammar Kahf da dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.

"Umut var, bunu canlı tutmamız gerekiyor"
Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz, Suriye'nin yeni bir devlet olarak kendi güvenliğini inşa etmeye çalıştığını belirterek, "İsrail'in bir genişleme politikası var gibi gözükmekte ve bu nedenle bölgedeki kaosa ihtiyaç duyuyor. Suriyeliler için en büyük tehdit bu" dedi. Türkiye'nin Amman'da beş ülkeyle yaptığı görüşmelere değinen Yılmaz, "Biz onların tek başına ayakta durmasına destek olacağız. Umut var, bunu canlı tutmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.

"Başarı için vaat edilen reformların hayata geçirilmesi gerekiyor"
Jeffrey Sachs, Suriye'de siyasal geçiş sürecinin zorluklarına değinerek, "Ahmet Şara yıkılmış bir ülkeyi devraldı. Başarı için vaat edilen reformların hayata geçirilmesi gerekiyor. ABD yaptırımlarının durdurulması ve İsrail'in saldırılarını sonlandırması şart" dedi.

Whatsapp Image 2025 04 12 At 13.16.30

"3 milyon kişi gıda güvensizliği içinde"
Carl Skau, Suriye'nin kritik bir eşikte olduğunu vurgulayarak, "WFP olarak ön saflarda çalışıyoruz. 1.5 milyon kişiye yardım ulaştırıyoruz. Umut var ama insanlar öncelikle beslenmek istiyor" ifadelerini kullandı.

Tilkinin kaptığı tavuğu köpek kurtardı Tilkinin kaptığı tavuğu köpek kurtardı

Geir O. Pedersen, Suriye'deki savaşın yalnızca Esad rejimiyle açıklanamayacağını, ABD ve İsrail'in bölgedeki müdahalelerinin kritik rol oynadığını söyledi. Pederseni, "ABD'nin desteği olmasa İsrail bir gün bile savaşamaz. Suriye'de barış ihtimali 2012'de BM girişimiyle vardı, ancak ABD Esad gitmeden barış olmaz dedi. Bu kabul edilemez bir durumdu" diyerek sert eleştirilerde bulundu.
Ammar Kahf ise İran'ın bölgedeki etkisinin azalmasının yeni bir güç dengesi doğurduğunu ifade ederek, "Şu an İran'a karşı savaş açmanın değil, güçleri dengelemenin zamanıdır. Suriye artık bir rekabet alanı olmamalı" dedi.

Kaynak: İHA