Özel bir okulda Almanca öğretmeni olarak görev yapan K.L., ücret alacaklarının ödenmemesi nedeniyle istifa etti ve bu alacaklarını talep etmek üzere İş Mahkemesi'ne başvurdu. K.L., kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta sonu çalışma ücreti, zümre başkanlığı ücret farkı, eğitim öğretim ödeneği ve yabancı dil tazminatı gibi ödemelerin tahsilini talep etti. Karşı taraf ise davanın reddini savundu.

Mahkeme, davacının taleplerini kısmen kabul etti. Ancak davalı kurum avukatı, bu kararı temyiz etti ve Yargıtay 9. Hukuk Dairesi incelemeye aldı.

Konyaaltı'nda denizin keyfini çıkartan vatandaşlara yağış sürprizi Konyaaltı'nda denizin keyfini çıkartan vatandaşlara yağış sürprizi

Emsal nitelikteki kararda, özel eğitim kurumlarında öğretmenlerin, kurumda geçirdikleri süreye göre değil girdikleri ders süresine göre fazla mesai alabilecekleri hatırlatıldı. Kararda şöyle denildi;
"Uyuşmazlıkta, mahkemece hükme dayanak alınan raporda davacının haftalık 45 saati geçen çalışması olmadığı değerlendirilerek bu alacak talebinin yerinde olmadığı belirlenmiştir. Davalı özel okulda Almanca öğretmenliği yapan davacının ücretlendirilmesi ders saati üzerinden gerçekleşmektedir. Davacı, sözleşmesinde belirlenen haftalık ders saatinden daha fazla sayıda derse girdiğini iddia etmemiş, okulda kaldığı sürenin haftalık 45 saati aştığı iddiasıyla fazla mesai ücretine hak kazandığını iddia etmiştir. Hatta 5 sene branşında zümre başkanı olarak görevlendirilmesi sebebiyle ders sayısının azaltıldığını ancak okulda bulunma süresinin arttığını ileri sürmüştür. Davacının iddiasının aksine şehirde bulunan özel okullarda eğitimin tam gün sürmesi sebebiyle öğlen 1 saat yemek arası verilmesi yerleşik bir uygulama olup, davalı okulda aksi yönde uygulama olduğuna dair bir delil de bulunmamaktadır. Dosya çerçevesine göre davacının fazla mesai ücret talebinin reddi gerektiği anlaşılmakla, yazılı şekilde kabule dair verilen karar hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. Davacının Almanca zümre başkanı olarak ek ücret talebine dayanak bir sözleşme ya da işyeri uygulaması bulunmadığının anlaşılmasına göre, davacının davalı işyerinden ayrıldıktan sonra çalışmaya başladığı farklı bir okul tarafından kendisine ek ücret ödendiğine dair sunduğu ücret bordrosuna dayanılarak hesaplama yapılan rapor çerçevesinde alacağa hüküm olunması da isabetli değildir. Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden bozulmasına oy birliği ile karar verildi."

Kaynak: İHA