Çocuk Nörolojisi Uzmanı Prof. Dr. Serdal Güngör, epilepside ketojenik diyetin önemine değinerek “Ketojenik diyetteki kişi karbonhidratlar yerine yağ yıkıcı metabolizmayı uyararak enerjiyi dışardan aldığı yağları harcayarak sağlar. Yağların yıkılması ile keton cisimleri olarak adlandırılan artıklar kanda birikir. Bu artıklardan beta hidroksibütirik asit karaciğerde metabolize edilerek beyin tarafından enerji kaynağı olarak kullanılır” dedi.
Epilepsinin çocukluk çağında görülen nörolojik sorunlar arasında önemini korurken merkezi sinir sisteminde işlev gören nöronlarda ani, anormal deşarjlar sonucunda ortaya çıkan farklı görünümlerdeki yineleyici bozuklukların epilepsi olarak tanımlandığı bildirildi.
“Ne zaman tedaviye başlanır?”
Genel olarak ilk epilepsi nöbetinden sonra yüzde 30 gibi oranlarda tekrarlama görebileceğine değinen Prof. Dr. Serdal Güngör, “İlk nöbet sonrasında, çocukta tekrar riskini artıran bir durum yoksa tedavi başlamadan takibe alırız. Tekrarlayan nöbeti olanlarda önce tek ilaçla tedavi başlanır. Ancak 2-3 ilaca rağmen nöbetler devamlılık gösterirse, dirençli nöbet olarak kabul edilir. Ne yazık ki epilepsili çocukların yaklaşık yüzde 20’si hiçbir ilaca yanıt vermeyebilir. Dirençli epilepsi olgularında ketojenik diyet tedavisi kullanılacak önemli bir tedavi yöntemidir” dedi.
“Ketojenik diyet nedir?”
Ketojenik diyetin yüksek oranda yağ, büyümeyi sağlayacak düzeyde protein ve düşük karbonhidrat içeren bir tıbbi tedavi yöntemi olduğuna değinen Prof. Dr. Güngör, “Normal durumlarda beyin enerji kaynağı olarak glikoz kullanmaktadır. Ketojenik diyette vücutta glikoz yerine yağların kullanımına geçiş olmaktadır. Vücudun birincil metabolizmasının, glikoz kullanımından yağ temelli enerji kaynağına dönüşümü nöbetlerin kontrol edilmesini sağlamaktadır. Vücut enerjiyi karbonhidratlar, yağlar ve proteinler gibi 3 temel gıda kaynağından alır. Günlük kalori alımın önemli kısmını karbonhidratlar oluşturur. Vücut bu karbonhidratları enerji üretimi için glikoza dönüştürür. Açlıkta olduğu gibi glikoz desteği sınırlı olur ise vücut enerji için yağları yakmaya başlar. Ketojenik diyetteki kişi karbonhidratlar (glikoz) yerine yağ yıkıcı metabolizmayı uyararak enerjiyi dışardan aldığı yağları harcayarak sağlar. Yağların yıkılmasıyla keton cisimleri olarak adlandırılan artıklar kanda birikir. Bu artıklardan beta hidroksibütirik asit karaciğerde metabolize edilerek beyin tarafından enerji kaynağı olarak kullanılır” diye konuştu.
“Ketojenik diyetin etki mekanizması nedir?”
Diyetin etki mekanizması ile ilgili farklı görüşler ve çalışmalar olduğunun altını çizen Prof. Dr. Serdal Güngör, “Uzun süreli ketozis sonrası yağ asitlerinin, beyin enerji depolarına, hücrelerin enerji kaynağı olan mitokondrilere ve hücre yenilenme yolaklarına etkileri vardır. Diyet sadece nöbet önleyici değil, aynı zamanda çeşitli nörolojik ve davranışsal bozuklukların tedavisinde rol oynayan nörotransmiterlerin seviyelerini etkiler. Beyinde çeşitli nöromodülatörlerin etkisini düzenler. Nöbet duyarlılığını değiştirmede nöronlar ve onları destekleyen hücresel metabolizmaya duyarlı yolakları etkiler” dedi.
“Ketojenik diyet kimlere uygulanabilir?”
Ketojenik diyetin günlük nöbetleri olan, en az iki ilaç tedavisine rağmen nöbetleri kontrol altına alınamayan ve cerrahi şansı olmayan dirençli epilepsilerde tedaviye alternatif bir seçenek oluşturduğunun altını çizen Prof. Dr. Güngör, “Diyetin çok yararlı olduğu bilinen bazı hastalıklarda da olabildiğince erken başlanması önerilmektedir. Bu özgün hastalıklar arasında GLUT-1 eksikliği, piruvat dehidrogenaz eksikliği, infantil spazm (West sendromu), Dravet sendromu, Doose sendromu, Rett sendromu, tuberosklerozis kompleks, mitokondriyal hastalık ve çoğunlukla hazır mama tüketen çocuklar sayılabilir. Ketojenik diyet her çocuk için özel olarak hazırlanır. Diyet bu konuda deneyimli çocuk nöroloji uzmanı ve bu alanda eğitim almış bir beslenme uzmanı tarafından yakın izlemle takip edilmelidir” şeklinde konuştu.
“Ketojenik diyet başlanmasında yaş önemli mi?”
Küçük yaştaki çocuklarda daha iyi nöbet kontrolüne eğilimi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Güngör, “Literatürde erken yaşta başlanan hastaların daha fayda gördüğü bildirilmektedir. Bununla birlikte, ergenlik döneminde ve hatta erişkinlerde de kullanılabilir. Diyete başlanmadan önce ketojenik diyet ekibiyle ailenin beklentisinin tartışılması, ketojenik diyetin başarısını etkiler. Her çocuk için beklenti gerçekçi bir şekilde saptanmalı ve minimum 3 aylık tedaviden sonra tedaviye devam kararı tekrar değerlendirilmelidir. Aileye ketojenik diyet eğitiminde öğünlerin hazırlanması, hasta olunduğunda nasıl yönetileceği, besinsel eklemeler öğretilir. Uzun ve kısa sürede meydana gelebilecek yan etkileri aileye belirtilir ve tedaviye başlanmadan önce onam formu alınır. Ketojenik diyette başarının anahtarı ailenin diyete uyumudur. İyi bir diyet uygulaması ve takibi ile çocuğun nöbetlerinde azalma olabilir, algılarında ve motor becerilerinde artış gözlenebilir” dedi.
“Ketojenik diyetin etkisini ne kadar sürede anlarım?”
Her çocuğun metabolizmasının farklılık göstereceğini söyleyen Güngör, “Bazı çocuklarda keton kısa sürede istenilen düzeye ulaşırken bazılarında bu süre daha uzun sürmektedir. Ketojenik diyetin tam etkinliği için diyet en az 3 ay süreyle uygulanmalı, diyet iyi ilerliyorsa 2 yıl devam ettirilmelidir. 2 yılın sonunda nöroloji uzmanının değerlendirmesiyle sonlandırılmalı veya devam edilmelidir” şeklinde konuştu.
“Ketojenik diyet alan çocuğun takibi nasıl yapılır?”
Ketojenik diyet alan çocuğun birinci ay sonunda ve devamında en az 3 ay aralıklarla nöroloji uzmanı tarafından takip edilmesi gerektiğinin altını çizen Güngör, “1 yaşın altındaki çocukların daha sık takip edilmesi gerekebilir. Kontrollerde muayenenin yanı sıra laboratuvar incelemeleri ve EEG’ler yapılmaktadır. Gerekirse böbrek ultrasonu, EKO veya kemik mineral dansite ölçümü yapılmaktadır. Gerekli olduğunda izlemde EEG kontrolü yapılarak ketojenik diyet etkinliği izlenmektedir” ifadelerini kullandı.