Obezite, vücutta aşırı yağ birikimi ile karakterizedir. Çocuklarda obezite genellikle aşırı kalori alımıyla, düşük fiziksel aktivite seviyeleri ve sağlıksız beslenme alışkanlıklarıyla ilişkilendiriliyor. Obezite, çocukların fiziksel, duygusal ve sosyal sağlığını olumsuz yönde etkileyebiliyor. Ayrıca uzmanlar, erken yaşta obezitenin şeker hastalığı, kalp hastalığı, yüksek tansiyon ve kemik sorunları gibi ciddi sağlık sorunlarının riskini artıracağını belirtiyor.
ÇOCUKLARIN YÜZDE 6.5’İ OBEZ
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Diyetisyen Tuğba Özen, ülkemizde çocukluk çağı obezitesi görülme sıklığını araştıran bölgesel ve küçük ölçekli çok fazla çalışma bulunduğunu aktardı. Diyetisyen Özen, “Türkiye’de Okul Çağı Çocuklarında Büyümenin İzlenmesi Projesi’ne göre ülke genelindeki çocukların yüzde 14.3’ü (erkeklerde yüzde 15.1, kızlarda yüzde 13.5) hafif kilolu ve yüzde 6.5’i (erkeklerde yüzde 7.5, kızlarda yüzde 5.4) obezdir” dedi.
ÖNLEM ALMAYA GEBELİK DÖNEMİNDE BAŞLANMALI
Şişmanlığın gelişmesindeki kritik dönemlerden bahseden Diyetisyen Tuğba Özen, “Kritik dönemler doğum öncesi, okul öncesi ve adolesan dönemdir. Doğum öncesi dönemde, gebeliğin son trimesterinde vücutta hızlı bir şekilde yağ birikimi olmaktadır. Bu dönemde annenin beslenme şekli bebekteki yağ dokusu miktarını etkilemektedir. Bebeğin yağ dokusunu etkileyebilecek diğer etmenler, genetik yatkınlık, annenin şişmanlığı, gebelikte annenin aşırı ağırlık kazanımı, annede diyabet veya bozulmuş glukoz tolaransının olması, plasental yetersizlik,prematürelik veya postmatüritedir. Yani önlem anne karnından itibaren başlamalıdır” ifadelerine yer verdi. Diyetisyen Özen, gebelik döneminde anne adayının dengeli ve sağlıklı bir beslenme programı içerisinde ilerlemesinin önemini vurguladı.
ANNE VE BABALAR DİKKAT ETMELİ
İlerleyen zamanlarda çevresel etmenler ve değişen beslenme alışkanlıklarının, çocuğun Beden Kütle İndeksine etki edebileceğini dile getiren Diyetisyen Tuğba Özen, “Anne ve babanın yemek yedirme ısrarı, ödül olarak seçilen enerji içeriği yüksek besinler ve içecekler, sık öğünler, hazır besinler, abur cubur denilen bisküvi, kraker, simit, gazlı içecekler ve çikolata gibi besinler, hareket azlığı obeziteyi hazırlayan durumlar olarak dikkate alınmalıdır” şeklinde konuştu. Diyetisyen Özen ayrıca, çocukluk çağından itibaren varsa yanlış beslenme alışkanlıklarının düzeltilmesi gerektiğini vurguladı.
YETİŞKİNLİKTE DE DEVAM EDEBİLİR
Çocukluk döneminde obez olan bireylerin yüzde 30’unun yetişkinlik döneminde de obez olma olasılığından bahseden Diyetisyen Tuğba Özen, “Araştırmalar çocukluk çağında edinilen beslenme alışkanlığının yetişkinlikte de devam ettiğini ve yetişkinlikteki sağlık problemlerini de olumsuz etkilediğini göstermektedir” dedi.
AKTİF BİR YAŞAM TARZI OLUŞTURULMALI
Obeziteye karşı alınması gereken önlemler hakkında konuşan Diyetisyen Tuğba Özen, “Öğünlerin düzenli olması, ara ve ana öğünlerde dengeli besin seçimi, şeker ve şeker içeriği yüksek besin tüketiminin azaltılması, günlük yağ miktarının düzenlenmesi, yeterli sebze ve meyve tüketimi ile günlük posa miktarının düzenlenmesi, enerjisi yüksek içeceklerin tercih edilmemesi ancak sıvı tüketiminin arttırılması, günlük alınması gereken besinlerin sık öğünlerle (5-6 öğün/gün) verilmesi sağlanmalıdır” dedi. Bununla beraber bireyin daha aktif bir yaşam tarzı geliştirmesi gerektiğini belirten Diyetisyen Tuğba Özen, günlük yaşamda spor aktivitelerine yer verilerek yaşam biçiminin değiştirilmesi gerektiğini söyledi.
HABER: HAFİZE KORKMAZ