Antalya Müzesi, geçmişin izlerini günümüze taşıyan birçok değerli eseri barındırıyor. Aralarında dansın zarif hareketlerini yansıtan ve Antik dönemin sırlarını taşıyan "Dans Eden Kadın Heykeli" de var. Heykelin sıradışı yapısı ve dansın canlılığını yansıtan duruşu, ziyaretçileri geçmişin büyülü dünyasına davet ederken, Antalya'nın zengin kültürel mirasının bir parçasını oluşturduğunu da hatırlatıyor.
Antik çağın sırlarla dolu esintisini taşıyan heykeller arasında, dansın zarif ritmi içinde adeta hayat bulmuş genç bir kadın figürü gizleniyor. Eski zamanların özgün sanat eserlerinden biri olarak öne çıkan bu dansçı heykeli, Perge'nin topraklarında kazılar sırasında gün yüzüne çıkarıldı. Soylu mermerden yontulmuş olan bu heykel, diğer antik eserlerin belirgin statikliğine meydan okuyarak içinde hareketi ve canlılığı barındıran bir figürü yansıtıyor. İşçilikteki titizlik ve ustalıkla bir araya getirilmiş olan bu eser, parçalardan oluşturulan bir mozaik gibi, farklı taşların kucaklaştığı bir sanat şaheseri halini alıyor. Özellikle dikkat çeken özelliği ise siyah ve beyaz mermerlerin muhteşem uyumu; sanatçının, renklerin ve formların dansını ortaya koymak adına ustalıkla tercih ettiği renk paletiyle adeta bir duygu denizine dönüşmüş.
Dans eden bu gizemli figürün kimliği hala perde arkasında kalmış bir sırdır. Kimileri onu Afrodit'in yansıması olarak görürken, kimileri ise M.Ö. 2. yüzyılın orijinal eserinin Roma döneminde yapılan bir kopyası olduğunu düşünüyor. Ne olursa olsun, bu dansçı figürünün büyüsü ve etkileyiciliği, onun zamandan bağımsız bir şekilde insanı büyülemeye devam ediyor. Antik çağın özgün ruhunu, modern dünyanın gözleri önüne serdiği bu figür, estetik ve tarihin kucaklaştığı bir anıt olarak zamanın üzerine düşen bir dansın izini sürüyor.
Haber: Gözde Gürgöze
