Sırtlarına yasladıkları çekçek ile Antalya'nın mahallelerini, sokaklarını karış karış dolaşıyorlar. Çöplerinden topladıkları atıkları geri dönüşüme kazandırarak bu işten ekmek yiyorlar. Kavurucu Antalya sıcağında sokak sokak gezen ve çöpten kazandığı para ile çocuğunu okutup evinin geçimini sağlarken, çöp konteynerlerinden çıkan ve kimi zaman neredeyse yeni sayılabilecek malzemeler atıkları toplayan geri dönüşüm çalışanlarını dahi şaşkına çeviriyor. Ayı geçirebilecek bütçeye zor şartlarda sahip olsalar da geri dönüşüm işçilerinin son günlerde dert edindiği konu ise vatandaşların israf ettiği gıda ürünleri. 10 yıldır geri dönüşüm işi ile uğraştığını belirten Tuncer Pelit, çöpte en çok da parası uğruna çalıştıkları ekmekle karşılaşınca üzüldüğünü belirtti.
"60-70 bin TL'lik ürünün dörtte birini tüketip atıyorlar"
Geri dönüşüm olarak kullanılabilecek ne varsa topladıklarını söyleyen Pelit, "Atıkları toplarken kötü kokular ile karşılaşıyoruz. Maske takıyoruz. Ekmek falan çok çıkıyor çöplerde, onları tavuklara, hayvanlara veriyoruz. İnsanlar içilecek veya yenilecek bir şeyin dörtte birini tüketmiş, gerisini atmış. Bizim onları almamız zor. 60-70 bin liraya mal olan ürünlerin dörtte birini tüketip, atıyorlar. Az bir şey içip kalanını atıyorlar. Özellikle lokantalarda çok fazla israf oluyor" dedi. Bir başka geri dönüşüm işçisi Deniz Baştuğ ise insanların özellikle gıda ürünlerinin israfı konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğini belirterek, "Çöplere en fazla ekmek, koltuk, ayakkabı, elbise atılıyor. Antalya'da en fazla israf edilen ekmek, bunun önüne geçilmesi lazım" ifadelerini kullandı.
"Eşi ve çocuğu hariç ne varsa çöpe atıyorlar"
Türkiye'de en büyük israfın ekmek tüketiminde yaşandığını ve vatandaşların tüketeceği kadar ürün alsa özelikle gıda ürünlerinde israfın önüne geçilebileceğini belirten geri dönüşüm işletmecisi Kenan Dündar da, "İnsanlar yiyeceği kadar almış olsa bu kadar israf olmaz. Bunun bir de üretimi var. Atmak kolay, beğenmediğin şeyi çöpe atarsın ama bir de bunun üretilmesini düşün. Çifti üretecek, getirecek, tahıl olacak, un olacak. Bunların hepsi israf. Türkiye'deki en büyük israf ekmek. İnsanlar sadece eşini, çoluğunu, çocuğunu atmıyor. Geriye ne varsa atıyorlar. Televizyonunu, elbisesini, giyim eşyalarını, buzdolabını, çamaşır makinesini. Atmadığı sadece evindeki çoluk çocuğu ve kendisi geriye kalan her şey çöpe atılıyor. Bu ne israf, insanların bu konuda bilgilendirilmesi lazım" dedi.
"Çöpten cüzdan, altın, para dahi çıkıyor"
Atıkların toplanması sırasında elbise, ayakkabı, oyuncak, elektronik eşyanın haricinde zaman zaman altın ve para gibi değerli eşyalara denk geldiklerini geri dönüşüm işçisi Recep Ayhan ise, "Çöpten cüzdan, altın, dolar dahi çıkıyor. Biz bunları götürüp karakola teslim ediyoruz. Bir keresinde çöpten cüzdan çıktı. İçinde 8 bin dolar ve 3 bin TL civarında bir miktarda para vardı. İçerisinde sadece bir kimlik vardı, telefon numarası falan yoktu. Kağıda yazılmış bir numara vardı. Cüzdanı bulduğumu anlattım. Cüzdan sahibinin kardeşi olduğunu söyledi. Cüzdanı götürdüm teslim etti. Bana bir miktarda para vermek istedi. Ben yine de almak istemedim, zorlayarak kabul ettirdi. Çöpten değerli eşyaların çıkması sık karşılaşılan bir şey, devamlı çıkıyor. Telefon, cüzdan, para, Altın bile çıkıyor. Sahibine ulaşamadıklarımızı götürüp karakola teslim ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Çöpten topladıkları ile çocuklarını okutanlar var
Kendisinin de sokaklardan topladığı geri dönüşüm malzemeleri ile iki çocuğunu okutarak üniversiteden mezun ettiğini söyleyen Antalya Geri Dönüşüm Çalışanları Derneği Başkanı Kemal Şentürk, "20-25 sene sokaklarda geri dönüşümden kazandığım para ile okuttum çocuklarımı, onurumla, şerefimle. İki çocuğumda üniversiteden mezun oldu. İş sahibi oldular. Bu sektör büyük bir sektör çalışanlar sigortalı olmalıydı. Sokak toplayıcıları benim için onurlu, şerefli kahramanlar, kimse o konteynerlere ya da o çöpe gitmez. Çünkü ihtiyacı olan insanlar çalışır. Saatlerce o sıcağın altında şimdi çalışanlar var. Kim çalışır doğru dürüst bu sıcağın alnında. O insanlar ihtiyaç sahibi çalışmak zorunda, evine ekmek götürmek zorunda" dedi.
Bir taraf israf ederken, diğer taraf kazanıyor
Geri dönüşümün ikinci el pazarına dönüştüğünü belirten ve haftada bir kez kurulan bir pazarları dahi olduğunu belirten Şentürk de, "Geri dönüşümde yok yok diyebiliriz. Yani her şey var. Elbisesinden gümüşüne, altın, bakın ikinci ele dair her şey mevcuttur. Bir taraf israf edecek ki bir taraf kazansın. Vatandaşların attığı israf olarak görülen malzemelerle çoluğunu çocuğunu okutuyorlar. Türkiye genelinde yüz binlerce insan var. Antalya'da bu işle uğraşan üye sayısı resmi olarak 3 binden fazla 4 bine yakın. Suriyeli arkadaşların olaya dahil olması ile birlikte azalmalar oldu. Altınından gümüşüne, bakırından antikasına, yatak yorgandan elbise ayakkabıya kadar yok yoktur geri dönüşümde. Sektör çok büyük" şeklinde konuştu.
Çöpe atılanlar geri dönüşüm işçilerini bile şaşırtıyor
Her gün tonlarca atığın toplandığı Antalya'da çöpe atılanlar malzemeler kimi zaman geri dönüşüm işçilerini dahi şaşkına çeviriyor. Elbiseden ayakkabıya, elektronik eşyalardan ziynet eşyalarına kadar akla gelebilecek her şeyle karşılaştıklarını belirten geri dönüşüm çalışanları, Antalya'da en çok israfın ise ekmek ve gıda ürünlerinde yaşandığını belirtti.
Kaynak: İHA
Yorumlar