Olay, Tan köyünde gerçekleşti. İddialara göre uzun yıllardır birbirine sevdalı olan Dilan Tuna ve Yakup Sönmez, ailelerin karşı çıkması nedeniyle bir araya gelememişti. Bu acı engel yüzünden genç çift, üç gün arayla intihar etti. Köyde büyük üzüntü yaratan bu trajik olay sonucunda, aşıklar yan yana defnedildi ve mezarlarına gelinlik ve damatlık tülbentleri bağlandı. Haber, sosyal medyada hızla yayıldı ve genç çiftin dramatik hikayesi Mem û Zîn veya Kerem ile Aslı gibi tarihsel aşk hikayeleriyle benzerlikler taşıdığı yorumlarına neden oldu.
"Kimse benden başlık parası istemedi"
Tan köyünde yaşayan ve sevdiğine kavuşamadığı için canına kıyan Yakup Sönmez'in babası F.S. acılarının büyük olduğunu belirterek yaptığı yazılı açıklamada “Ben Yakup’un babasıyım. Oğlum 26 yaşındaydı. Köyden Dilan isminde genç bir kıza sevdalandı. Ben de babalık görevi yaparak kızı istemeye gittim ama kızın babası vermedi. Defalarca gittim çoğu zaman bizi kapıdan çevirdi. Köyde hatırı sayılır kim varsa gönderdim kapısına ama olmadı. Dilan hayatına kıydıktan sonra ben çocuklarıma 'Yakup’a dikkat edin' dedim. Hiç yalnız bırakmadık. En son 'Koyunların yanına gideceğim' dedi ve gitti bir daha gelmedi. Her şey bir anda oldu. Sosyal medyada gündem olduğu gibi başlık parası gibi bir durum yok. Kimse benden başlık parası istemedi. Keşke başlık parası isteselerdi malım mülküm vardı oğluma kurban ederdim. Ama şimdi malın mülkün bir anlamı kalmadı.” şeklinde konuştu.
“3 yıl önce kızımı istemeye geldiler. Kızım küçük dedim."
Aynı köyde yaşayan Dilan Tuna'nın babası M.İ.T., sosyal medyada olan haberlerin aslı olmadığını iddia ederek yayımladığı yazılı açıklamada “3 yıl önce kızımı istemeye geldiler. Kızım küçük dedim. 3 yıl boyunca kimse kız istemek için kapıma gelmedi. Kimseden başlık parası falan istemedim. Çocukların birbirini sevdiğini de duymadım. Vahim olay yaşandıktan sonra gençlerin birbirlerine karşı sevgi beslediklerini duydum. Benim ailemi ve bana karşı sosyal medya başlatılan karalama kampanyasına karşı hukuki süreç başlattım. Yayın organları ve internet ortamında çıkan mesnetsiz, gerçekdışı, iğrenç haberler yayınlandığı görülmüştür. Bu yalan haberler tarafımızı üzdüğü gibi acımızı da katbekat arttırmıştır. Bu kişiler sadece iki genç insanın günahını almakla kalmamış aynı zaman da geniş ailemizi de zan altında bırakmıştır.