Side Müzesi, Türkiye'nin ilk köy müzesi unvanını taşır ve bu özelliğiyle gurur duyar. Antik Side Kenti'nde, tarihi M.S. 2. yüzyıla kadar uzanan ve zaman içinde yapılan değişikliklerle şekil değiştiren bir Roma Hamamı binasında hizmet verir. Bu yapı, zamanın tanıkları arasında yer alarak geçmişten günümüze taşınır ve sonrasında müzeye dönüşür.
1962 yılında kapılarını açan müze, toplamda 5 farklı salona sahiptir. Bu salonlardan üçü kapalı, ikisi ise açık alandadır. Müzenin avlusu, Roma Hamamı'nın antik jimnastik alanına uzanır ve deniz surlarına kadar uzanır. Bu avluda sergilenen eserler arasında Roma Dönemi'ne ait lahitler, sütunlar, frizler, mozaik parçaları ve tarihi büstler bulunur. Aynı zamanda Selçuklu döneminden kalma yazıtlar ve mezar kitabeleri de geçmişten günümüze ulaşan diğer önemli parçalardır.
Üç Güzeller Heykeli
Müze, ziyaretçilerine mitolojinin tanrı ve tanrıçalarının ihtişamlı heykellerini sunar. Hermes ve Herkül heykelleri burada görmeye değer eserler arasındadır. Ancak belki de en büyüleyici eser, üç büyük güzel olarak anılan Hera, Athena ve Aphrodite'ye ait olan "Üç Güzeller Heykeli"dir. Bu heykeller, zarafetin ve bereketin sembolüdür ve müzenin en dikkat çekici hazinelerinden biridir.
Side Müzesi, ziyaretçilerine antik dönemin büyüsünü yaşatır. Tarihin derinliklerine yolculuk yaparken, geçmişin izlerini takip ederken, bu büyülü mekan sizi kendine hayran bırakacak. Geçmişin sırlarını çözmek, insanlığın ortak hikayesine tanıklık etmek için Side Müzesi'nin kapıları her zaman açıktır.
Haber: Gözde Gürgöze