Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Jandarma Okullar Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 61'i tutuklu, 317 kişinin yargılandığı davanın görülmesine sanık savunmalarıyla devam edildi.

Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesince görülen duruşma, Sincan Cezaevi Yerleşkesi'ndeki salonda yapıldı.

Savunması için huzura alınan eski Binbaşı Tarık Görener, 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı dönemde tabur komutanı olarak görev yaptığını belirterek, iddianamede yöneltilen suçlamaları reddetti. "15 Temmuz'da emirlere itaat dışında bir şey yapmadım. Ben ve mahiyetim darbe girişiminin içinde olmadım, olmadık." diyen Görener, iddianamede yer verilen Muhafız Alayı'ndan mühimmat getirdiğine yönelik ifadelere cevap verdi.

Muhafız Alayına saat 10.00-10.30 gibi gidip mühimmatı usulüne uygun olarak alıp, kışlaya götürdüğünü, ancak personele dağıtılması yönünde bir emir vermediğini savunan Görener, akşam mühimmat dağıtımını ise Jandarma Okullar Komutanının emri doğrultusunda personeli hizmet destek komutanlığına ve cephaneliğe göndererek gerçekleştirdiğini anlattı. Darbeci olsa kışlada cephanelik varken darbe girişimi için başka bir birlikten mühimmat alma riskine girmeyeceğini savunan Görener, 15 Temmuz'da bilinçli olarak nöbet değişimi yaptığı yönündeki iddiayı da yanıtladı.

Görener, darbe girişimi öncesi haftada ramazan bayramı tatili olduğunu, o hafta memleketine gidip döndüğü sırada aracının muayenesi geçtiği için ceza yediğini, kendisine verilen 7 günlük sürede muayene yaptırması gerektiğinden 11-15 Temmuz haftası içinde nöbet değişikliğine gittiğini söyledi. Görener, aracının eksikliklerini gidermek amacıyla nöbetini Serdar Sevgili ile onun rızası doğrultusunda değiştirdiğini ileri sürdü.

15 Temmuz'da, kursiyer teğmenlere gece eğitimi verileceğini, ancak Jandarma Okullar Komutanı Tuğgeneral Sadık Köroğlu'nun arayıp kendisine Ankara genelinde bir terör saldırısı bilgisi geldiğini ve gece eğitimini iptal etmesini istediğini savunan Görener, bu doğrultuda Ramazan Akkuş ve Onur Demirel'e kışla emniyeti için kursiyerlerin tim tim ayrılarak mühimmat dağıtılmasını emrettiğini söyledi.

Görener, Köroğlu'nun yanına gidip görüştüğünü, endişelenmemeleri için kursiyerlere faaliyetleri tatbikat olarak söylemesini istediğini iddia ederek, kursiyerlere, başlarındaki komutanların emirlerine uymalarını söylerken, birilerinin cep telefonuyla oynadığını görüp, cep telefonu kullanılmaması uyarısında bulunduğunu anlattı.

Görener, "Darbe girişimini komutanın beni yanına çağırmasıyla öğrendim. Durumun terör saldırısından farklı olduğunu, sözde sıkıyönetim emrinin geldiğini, kışla emniyetini almamızı ve kesinlikle polis ve halka ateş edilmemesi emrini verdi. Ben de hava aydınlanana kadar komutanın birlik emniyetine yönelik emirlerini yerine getirdim." diye konuştu.

Darbeye yönelik faaliyette bulunmadığını ve komutanının emriyle kışla emniyetine yönelik tedbirler aldığını öne süren Görener, tahliye ve beraat talebinde bulundu.

İtiraflarını reddetti

Sanık Arif Kalkan, 15 Temmuz darbe girişimini lanetleyerek savunmasına başladı. Önceki aşamalarda yaptığı savunmaları reddettiğini dile getiren Kalkan, kendi el yazısıyla yazdığı itiraflarını baskı altında verdiğini iddia etti.

Meslek hayatının büyük bölümünü Güneydoğu'da terörle mücadele ederek geçirdiğini beyan eden Kalkan, FETÖ üyeliği iddiasını da kabul etmedi.

Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz akşamı, İzmir'de görev yaptığı dönemden tanıdığı Mehmet Aydın'ı aradığını ve bir askeri birliğe saldırı yapılabileceğini söylediğini anlatan Kalkan, Aydın'ın Jandarma Okullar Komutanlığına gitmesini istemesi üzerine buraya gittiğini ifade etti.

Kışlada gece boyunca sivil kıyafetli olduğunu anlatan Kalkan, savaş uçaklarının uçmaya başlaması ve Boğaz köprülerinin kapatılması haberleriyle terör saldırısı olabileceği bilgisinin doğru olabileceğini düşündüğünü, Görener'in terör saldırısı ihtimali üzerine kışla emniyeti aldıklarını söylemesiyle kışlada beklemeye başladığını anlattı.

Darbeye ilişkin bir faaliyette yer almadığını savunan Kalkan, tahliye ve beraat talebinde bulundu.

Sanık avukatlarının mahkemede reddettiği itiraflarını Sulh Ceza Hakimliğinde de tekrarladığını hatırlatması üzerine sanık Kalkan, hakimlikte de polisler tarafından tehdit edildiğini iddia ederek, beyanlarını kabul etmediğini tekrarladı.